Hindistan’ın sloganı boşuna “İnanılmaz Hindistan” (Incredible India) değil. Sebepleri var. Tüm seyahatiniz boyunca bir o yana bi bu yana bakıp hayatınızda belki söylemediğiniz kadar “oha, aaa” gibi ifadeler kullanıyorsunuz ki! O yüzden yetkililer oturmuş düşünmüşler ve “İnanılmaz Hindistan” sloganını yakışır bulmuşlar. Olmuş da.
İlk izlenim
Sanırım dünyayı iki parçaya ayırmak mümkün; Hindistan ve geri kalanı.
Benim Hindistan seyahatim tam Amerika’nın (ABD) akabindeydi ki, Amerika seyahatimin heyecanını yaşayamadım. Ne de olsa Amerika’yı filmlerden dizilerden biliyorduk. Hayatımız San Francisco caddesini, Miami plajını, Texas’ın kaktüslü bölgesini izleyerek geçti. O yüzden arabayla o dalgalı San Francisco caddesinden hoplayarak geçerken, “ben bunu zaten biliyodum” dedim.
Ama Hindistan öyle mi? Hindistan hakkında pek birşey bilmediğimiz gibi, filmlerini izlesek bile ordaki hayatı anlamak neredeyse imkansız.
Daha önce hiç bulunmadığız, hatta hiçbir fikrinizin olmadığı bir yere gitmenin heyecanı hiç biryerde yok. Buranın mimarisi, sokakları nasıl, insanlar ne yer ne içer… Herşey tam bir gizem!
Muson yağmurları
Hindistan’a seyahatim Ağustos ayındaydı. Doğru bir zaman olmadığını çok geçmeden anladım. Tabi bizdeki Temmuz, Ağustos tatil zamanı dünyanın diğer yerlerinde de tatil için iyi bir zaman olduğu anlamına gelmiyor.
Yine de her yerin her mevsimdeki halini görmek lazım. O yüzden muson yağmurları zamanı Hindistan’da olmak sanıldığı kadar da kötü değil.
Biz muson yağmurlarını coğrafya dersinden biliyoruz ama ben daha önce hiç düşünmemiştim gerçekte nasıl olabileceğini.
Olay kısaca şöyle:
Hava 40 derecenin (C) gayet üstünde, aşırı sıcak, ve birden yoğun bir yağmur yağışı başlayıp her yer göl oluyor. Bir 10 dakika sonra yağmur duruyor ve hayat kaldığı yerden devam ediyor. Aslında yağmurda oyun oynayan çocukları gördükten sonra, hayat pek de durmuyor.
Bu olayı sevmediğimi inkar edemem. Üşümeden yağmurda ıslanmak harika bir duygu.
Hindistan’a gitmeden sıcak havasından korkmadım değil. Ama hemen “ne de olsa Adanalıyım, sıcak beni etkilemez” düşüncesiyle, endişemi bir çırpıda yok ettim. Ne kadar iyi bir tecrübe ve seyahat geçirsem de ağustos ayında Hindistan iyi düşünülmesi gereken bir seyahat noktası. Özellikle sağlık problemleriniz varsa.
Aşırı sıcaktan solayı her evin her odasında tavan vantiratörleri var. Bu sayede evlerde sıcaklık problemi yok. Sıcak hava hissedilmediğinden dışarı çıkmadan giyinip, saç, makyaj yapmanız mümkün. Ama dışarı adımınızı (gerçek anlamda) attığınız andan arabaya bineceğiniz (şanslıysanız) 10-15 saniye içinde terinizle yıkanıp, makyaj, saçtan eser kalmıyor.
O yüzden uyaralım, boşuna güzellik aksesuarları getirmeye ve bunlarla zaman harcamaya lüzum yok.
Güvenlik
Sizin güvenliğiniz değil, şehrin güvenliği.
Özellikle Yeni Delhi’nin en dikkat çekici özelliklerinden biri güvenlik. Biz Türkler alışveriş merkezleri ve hükümet binalarında güvenlik kontrolünden (x-ray) geçmeye alışığız. Ama metroya giderken geçtiğimiz bir güvenlik kontrolü yok (şimdilik).
Yeni Delhi’de metroya girmeden uzunca kuyruk bekleyip, eşyaları x-ray’e vermek de bir hayli tuhaftı. Sadece o da değil. Metroya inip trenin gelmesini beklerken normal bir turist gibi fotoğraf makinasını çıkarıp fotoğraf çekerken bana doğru bağırarak koşmakta olan bir güvenlik kadın gördüm; “madam, madam, fotoğraf çekmek yasak”. Olayın şokuyla ne olduğunu anlamıyorsunuz tabi. Kadın makinayı almak için üstüme atlamadığı için şanslıyım.
Yasaklar, hükümet binaları ve konsoloslukların bulunduğu caddede de devam ediyor. Bu caddede arabayla duraklama yapmak yasak. Hal böyle olunca ve bende bu tabelayı çekme azmi olunca, kavşakta 3-5 tur atmak zorunda kaldık ve işte sonuç:
Yeni Delhi’deki Mustafa Kemal Atatürk Caddesi.
Hindistan güvenli mi?
Benim tavsiyem Hindistan’a gitmeden, Hintli arkadaşlarınızın olması. Benim arkadaşlarımın olması gezinin daha hızlı, güvenli ve kazıklanmadan gerçekleşmesini sağladı. Güvensiz diyemem ancak, gittiğiniz bölgeye göre, yabancı olduğunuzun apaçık belli olmasıyla problem yaşayacağınız yerlerin olması muhtemel.
Kendini artist hissetmek
Hindistan’a seyahatin en güzel yanlarından biri, Avrupa’nın aksine, gönlünce insanların fotoğrafını çekebiliyor olmanız. Hintliler fotoğraflarının çekilmelerine bayılıyor. Hatta size pozlar veriliyor.
Hatta sizin yanınıza gelip sizinle beraber fotoğraf çektirmek isteyenlerin de haddi hesabı yok. Farklı görünüyorsunuz ya! Bu fotoğraflar sizde karşı konulmaz bir ego tatmini yaratıyor 🙂
Peki ya siz? Hindistan’a gitmeyi hiç düşündünüz mü? Bu inanılmaz ülke hakkındaki görüşlerinizi aşağıda paylaşabilirsiniz!
GÜZEL..ELİNE SAĞLIK..