1 Mayıs tatil olunca, 3 günlük tatili fırsat bilenler kendilerini yollara attı. Türkiye’den bahsetmiyorum tabiki, İrlanda’dan. Bu durum oturup düşünmeme sebep oldu. Türk kültüründe neden seyahat etmek yok?
Para para para
Sebeplerden bir tanesi ve en önemlisi ekonomik. Karnını zor doyuran yurdum insanının, çoluk çocuğu alıp seyahata çıkacak durumu yok tabi. Arabası varsa yapacağı en fazla bir hafta sonu pikniğe gitmek olur, ya da hala, teyze ziyaretleri.
Yurt dışı seyahatlerinde görülen turistlerin ekonomik açıdan iyi ülkelerden gelmesi bir tesadüf değil. Birincisi adamın geliri iyi ve kazancı Euro, baştan 4 kat avantajlı. Biletini alıyor, otelini tutuyor. Hesabını tutmuyor.
Aile bağları
Ne kadar aile bağlarımızın kuvvetli olması güzel olsada, bu bağ aşırıya kaçtı mı hayatımızda engellemeler yaratıyor. Gitme etmeler, sana güveniyorum ama çevereye güvenmiyorumlar… Kız veya erkek farketmez, çocuklar ve gençler itina ile korunur. Çok korumacı aile yapısı da tabiki seyahat özgürlüğünün kısıtlanmasına sebep oluyor.
Kültür
Göçebe toplumdan yerleşik hayata geçtiğimiz vakit göçebeliğimiz kalmamış. Göçebelik keyfi yapılan bir faaliyet olmadığından, yaşayacak toprakları bulduktan sonra orada kalmışız. O yüzden ne kadar tarihimizde göçebelik olsada kültürümüzde yeni yerler keşfetme arzusu pek yok.
Artı seyahat önceliklerimiz arasında değil. Kültürel olarak, toplumun bize empoze ettiği iş, eş, çocuk olaylarına girmemiz lazım ki, ondan sonra da hayat mücadeleye dönüşüyor (bknz ekonomik sebepler).
Ya yurt dışı?
Seyahat etmek, yurt içi veya dışı farketmeksizin, bir zevk ve tutkudur. İşin birde yurt dışı ayağı varki, onun sebeplerine bir de dil konusunu eklemek gerekir.
Parası olan ve aile engeli olmayan bir vatandaşın istese dahi yurt dışı seyahatine çıkmamasının sebeplerinden biri dil bilmemesidir. Turlara bağlı kalmamak, kendi başına özgürce hareket etmek ve gezmek için dil bilmek önemli.
O yüzden ekonomisi iyi, dil bilen, soğuk kuzey Avrupa ülkelerinden insanları seyahat ederken görmek çok normal.
Bir örnek
Bir gün İzmir’de doktor olan arkadaşım İstanbul’a beni ziyarete gelecekti. Ben de ona evden 20 dakika uzaklıktaki havaalanına geldiğinde hangi otobüse bineceğini ve durakta onu karşılayacağımı söyledim. Israrla bana, nasıl bileceğini, gelip onu havaalanından almamı söyledi ve o saatte işte olduğumdan havaalanına gidemeyeceğimi söyledim. Ve sonuçta böyle bir buluşma hiç gerçekleşmedi ve arkadaşım gelmedi.
Amerika, Kalifornia’da tanıştığım Samantha, İstanbul’a gelecekti. Ona ev adresimi verdim. Yine ben o saatte işte olduğumdan kendisi gelecekti. Üstelik ben Asya yakasında yaşarken, o Atatürk havaalanına inecekti. Ev adresim ve tarif ile Türkçe bilmeyen ve Türkiye’ye ilk defa gelen Amerikalı kız, taa karşıdan Pendik’teki eve geldi.
Yani konu pek de konuştuğun dilde değil, kültürde.
O yüzden, sevgili anne babalar; lütfen çocuklarınızı özgür bir birey olarak yetiştirin. Her işine siz koşup çocuğunuzu kendinize bağımlı, kendi kendine bir iş yapamaz şekilde yetiştirmeyin.
Ne diyelim, umarım seyahat böceği bizi de ısırırda, başka diyarlara yelken açar, ufkumuzu genişletiriz.
Ya siz? Seyahat edenlerden misiniz yoksa edemeyenlerden mi?
Istanbul’a universite icin 98 yilinda geldim anneannem ahhh ahhh ayaklarim agrimasa gelir eyup sultani, sultanahmeti gorurdum dedi.Yil 2017 anneannemin hala ayaklari agriyor Tamamen kultur ile alakali Ahhh bir gezmesen evin, yatin olacakta it gibi geziyorsun laflarida cabasi gezene..
Çok güzel örnekler, kesinlikle katılıyorum!
Ozzycim
1-Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 1.350,21 TL,
2–Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamaların toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 4.398,09 TL
3- Asgari ücret (1404 tl )
Ver mehteri anacım
Sevgili Neco! Haklısın, o yüzden ekonomik sebepleri başlığın altında yazdım. Ancak beni düşündüren, parası veya işi olmayan kişinin, evlenip iki çocuk yapması. İşte orda önceliklerimizi belirliyoruz. Tabiki seyahat için para lazım, bu kültür meselesi de. Para olsun ya da olmasın adamın kafasından, komşu köy veya şehire gitmek, bırak komşuyu, kendi şehrini tanıma ve keşfetme arzusu yoksa, durum kültüreldir.
Benim kizkardesim kabin amiri ,annem kiz ne zaman tatil’e ciksa ” gezmelere doyamiyorsunuz, calisirken gidiyorsun ya 🙂 ” der , ben surekleyerek tatil’e cikariyorum kadini ,alismamis , gereksiz masraf goruyor
Gereksiz masraf görüldüğü için de, kültürümüze genlerimize işlenmiyor. O yüzden bu bilinçte olan ülkelerden geride başlıyoruz Dünya’yı tanımaya. Yapacak bir şey yok “better late than never” sevgili Saadet!