Kuzey Kıbrıs’a neden gitmek gerektiğine bir önceki yazıda açıklık getirmiştik. Çok konuşulmayan yakın tarihi ve politik durumu yanı sıra, bir çok medeniyetin yaşadığı yavru vatanı bütün Türklerin bilmesi ve görmesi gerekir.
Kıbrıs’ta plajından kalelerine, kültürüyle birlikte tanımak için bir hafta yeterli bir süre. Gidiş amacınıza göre de seyahatinizi şekillendirebilirsiniz; daha kültürel veya daha çok plaj olarak.
Bizim amacımız aslında sadece güneşi görmekti. İrlanda’da bir yıl kaldıktan sonra, uzun süre tişört giymemenin getirdiği depresyon ve rengimizde meydana gelen beyazlaşmadan korkarak acil bir güney seyahati planı yapmaya koyuldum.
Simon Bey’in doğum günü vesilesiyle, onun son dakikaya kadar bilmediği süpriz gezi olarak detaylı bir Kıbrıs seyahati planladım. Ayrıca planın diğer parçasını da Türkiye’den gelecek ailem oluşturuyordu. Aynı zamanda bu, teknik olarak ailecek yapacağımız ilk yurt dışı seyahat de olacaktı.
GİRNE BÖLGESİ
Girne Limanı
Girne bana kalırsa Kıbrıs’ın en hareketli, canlı ve enerjik şehri. Etraftaki çeşitli restoran ve barlarda keyifli zaman geçirebilirsiniz. Ayrıca Girne Limanı’nda denize bakan 16. yüzyılda Venedikliler tarafından inşa edilen kaleyi gezebilir, MÖ 10. yüzyıldan beri var olan bu antik şehrin limanında yürüyüş yapabilirsiniz.
St Hilarion Kalesi
Orjinalinde manastır olarak inşa edilen St Hilarion Kalesi, 11. yy’da Bizanslılar tarafından surlarla güçlendirilmiş ve Arap korsanlara karşı Beşparmak Dağları’nın üzerinde savunma görevi görmüştür. 300 yıllık Lüzinyanlar egemenliğinden sonra, kale 15. yy’da Venediklilerin hakimiyetine geçmiş ve boşaltılmış. Eğer yaz vakti giderseniz kaleyi ağustos böceklerinin şarkıları eşliğinde gezebilirsiniz.
Bellapais (Beylerbeyi)
Bellapais, boylu boyuna Akdeniz ve Girne manzarasına karşı uzanmış, yeşillikler arasında küçük, sevimli bir kasaba. Asıl kasabaya turistik gezilerin sebebi Bellapais Manastırı’nın bu kasabada olması. Farklı bölümleri farklı zamanlarda yapılsa da manastırın ana binası zamanın Kıbrıs ve Kudüs kralı olan Kral Huge III tarafından 13. yy’da inşa edildi. 15.yy’da adanın Venediklilerin eline geçmesinden sonra Fransızca huzur anlamına gelen “De la Pais” olan ismi Bellapais (güzel yer/köy) olarak değişti.
Manastırın bahçesinde Kıbrıslılar’ın tavsiye ettiği şık bir restoran bulunuyor ve zaman zaman bahçede etkinlikler düzenleniyor.
GAZİMAĞUSA BÖLGESİ
Tarihin yattığı bir başka önemli Kuzey Kıbrıs şehri Gazimağusa. Hatta tarihi açıdan en önemlisi diyebiliriz. Gazimağusa’nın tarihi MÖ 274’e dayanıyor. Salamis şehrini vuran depremden sonra burada yaşayan Yunan medeniyeti yakındaki bu balıkçı kasabasına yerleşir. Arap istilasından sonra şehir bir liman kentine dönüşür. 12. yy’da Lüzinyanlar döneminde en parlak zamanını yaşar ve önemli bir ticaret merkezi haline gelir. Zenginlik göstergesi olarak tüccarlar ve gemi sahipleri şehre kiliseler yaptırırlar. Bu nedenle bölgeye “kiliseler şehri” de denilmektedir. Gazimağusa Osmanlı döneminde Türk topraklarına katılır.
Salamis Antik Şehri
MÖ 11. yy’a uzanan Akalar tarafından kurulan antik kent, Asur, Mısır, Pers, Makedonya ve Roma imparatorluğu tarafından yönetilir. Kalıntıların çoğu Roma dönemine aittir. Bu dönemde önemli bir ticaret merkezi haline gelir. Depremler dolayısıyla halk Salamis kentini terk ederek Mağusa’ya yerleşir.
Hemen sahil kenarında kurulu olan antik şehri gezdikten sonra hemen yanındaki plajda denize girerek hem beyninizi hem vücudunuzu besleyebilirsiniz.
LEFKOŞA
Başkent Lefkoşa Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik, politik ve kültür merkezi. Şehir merkezinde yürüyerek bir kaç saatte tur yapabilirsiniz. Lefkoşa’da görmeden geçmemeniz gereken iki önemli yapı var:
Büyük Han
Kıbrıs’ın en iyi ve görülmeye değer binası olduğu düşünülen Büyük Han 1572 yılında Osmanlılar tarafından yapıldı. Handa bulunan 62 oda şu anda hediyelik eşya dükkanları, kültür aktiviteleri veya kafe olarak kullanılıyor. Bölge İngiliz yönetimi altındayken Büyük Han cezaevi olarak kullanıldı.
Selimiye Cami
Büyük Han ile yan yana konumlanan Selimiye cami aslen St. Sofia Katedral’i olarak 13.yy’da Fransız katedrallerden esinlenilerek gotik tarzda inşa edildi. Selimiye Cami’nin yanında hediyelik eşya dükkanlarından oluşan antik kapalı çarşı, Bedesten’den Kıbrıs hatırası eşyalar alabilirsiniz.
KARPAZ
Karpaz, Kıbrıs’ın en uç bölgesi. Yol boyu Kıbrıs’ın meşhur eşeklerinin görüleceği 3 saatlik bir mesafede. Bu gezimizde vakit kalmadığından biz gidemedik. Günübirlik yorucu olacağından bir gece orada konaklamak iyi bir fikir olacaktır. Karpaz’a gitmeyi gerektiren bir başka sebep ise meşhur Altın Plaj’ın burada oluşu.
Artık bilenler bilmeyenlere anlatsın! Kıbrıs’a giden, bilen, yaşayan varsa düşüncelerini aşağıdaki yorum kısmına paylaşırsa, bizlerde bilgi edinmiş oluruz 🙂
Sonuçta plaj tatili olarak gittiğimiz Kuzey Kıbrıs’ta kendimizi kültür turizmi yaparken bulduk. Giderken ne kadar sıkıntılar yaşasak, problemlerle karşılaşsak da (En Uzun Yol), edindiğimiz bilgilerle ve güneş, kum ve denizinden duyduğumuz mutlulukla ayrıldık.
güzel bir yazı olmuş gitmek görmek lazım oraları 🙂