Yurt dışında yaşamanın kötü yanlarından birisi de ne kadar eğitimli olursanız olun, bulunduğunuz ülkenin tarihini okulda okumadığınızdan bazen kendinizi aptal hissetmeniz. Toplum tarafından önemli sayılacak bilgilerin varlığından bile bihaber olabiliyorsunuz.
Fakat İrlanda’da bile yeni gün yüzüne çıkmış, binlerce insanı etkilemiş bir olay var ki… Halen pek konuşulmayan, hatta üstü kapatılmaya çalışılan bu karanlık tarih hakkında Türkçe kaynak da henüz yok.
Magdalene Yurdu
Bundan 20 yıl öncesine kadar katı Katolik olan İrlanda’da doğum kontrol yasak olmakla birlikte bekaret büyük önem arz ediyordu. Bekareti bir şekilde bozulan veya hamile olan genç kızlar, ailelerini utandırdıklarından, asla affedilmemekle birlikte, evden uzaklaştırılıp “günahlarından arınmaları” için manastırlara bırakılıyorlardı. Burada bu genç kızlar tamamen bir hapishane hayatı yaşamalarının yanı sıra, haftanın 6 günü sabah 6’dan akşam 6’ya kadar çoğunlukla çamaşırhanede olmak üzere ağır işlerde çalıştırılıyorlardı. O yüzden ismi Magdalene Çamaşırhanesi (Magdelene Laundries) olarak da bilinir.
Kimler yurda getiriliyor?
Magdalene Yurdu’na gönderilmek için gayrimeşru çocuğa hamile olmanız da gerekmezdi. Buraya erkek kuzeni tarafından rahatsız edildiği, karşı cinse ilgi duyduğu (neye ilgi duyacaksa) veya sadece güzel olduğu için kendisine ve diğerlerine manevi tehlike yarattığı gerekçeleriyle de kızlar Magdalene yurtlarına gönderilebiliyordu.
Tabi benzer durumdaki erkek çocukları tamamen konunun dışındaydı. Her zaman ki gibi erkek yaparsa bir şey olmuyordu. Gerçi bu manastırlara tıkılmak için birşey de yapmaya gerek yoktu.
Başlarına neler geldi?
Buraya getirilen kimi çocuk yaştaki genç kızlar yoğun ve kötü şartlarda çalışmanın yanında manastırdaki rahibeler tarafından işkence ve tacize maruz kaldılar. Hatta aralarında rahibin tacizine uğrayanlar bile vardı. Ama yaşadıklarını kimseye anlatamadılar. Anlatamamak şöyle dursun, konuşmaları bile yasaktı. Ailenin günahkarı olarak onları arayan soran kimseleri de yoktu zaten.
Doğum yapan kızlardan çocukları alınıyor, ücret karşılığı “iyi katolik ailelere” evlatlık olarak satılıyordu. Bu evlatlık edinmelerin çoğu Amerika’daki ailelere yapılıyordu. Bebeklerin anneleri olan bu “günahkar” kızlara bebeklerin nereye gittikleri söylenmediği gibi, onlara çocuklarından feragat ettikleri ve hiç aramayacaklarına dair belge imzalatılıyordu. Bu şekilde yüzlerce genç annenin elinden bebekleri zorla alındı.
Orta Çağ Avrupa’sını anımsatan bu ilkel, kölelik ve ayrımcılık düzen ilk 1758’de İngiltere’de başladı. Kanada, ABD, Avustralya, İngiltere’de Magdalene yurtları kısa süreli faaliyet gösterse de, İrlanda’da faaliyet gösteren en son yurt 1996’da kapandı.
Nasıl özgür oldular?
Hapishanelerin aksine Magdalene yurdunda kalmanın bir süresi yoktu. Yurttan çıkmanın iki yolu vardı; ya olurda sizi almaya gelen bir aile ferdi olacak (bu durum zor, çünkü kızları oraya bırakan zaten kendi aileleri), veya kaçacaklardı. Nihayetinde az sayıda da olsa, bu hapishane “Tanrı’nın evinden” çıkmayı başaran kızlar oldu. Ancak dışarı çıksalar dahi, yıllarca kötü muamele, işkence ve taciz gören kızların dış dünyaya adapte olmaları kolay değildi. Yaşadıkları travmanın etkisinde olan kızların bir kısmı evliliklerini sürdüremedi, bir kısmı hiç evlenmedi, bir kısmı ise akıl hastanelerinde hayatını kaybetti.
Peki nasıl ortaya çıktı?
Uzun süre bu karanlık tarihin üstü kapandı ve hiçkimse hayatı kararan binlerce genç kıza ne olduğunu bilmedi. Ta ki 1993 yılında Dublin’de eski bir manastırda devasa bir mezarlık bulununcaya kadar… Bu olay medya tarafından duyuruldu. 2013 yılında Hükümet Magdalene kadınlarından özür diledi ve hayatta kalanlara 60 milyon Euro tazminat ödemeyi kararlaştırdı. Kilise tam bilgi vermese de sadece İrlanda’da yaklaşık 300 000 kadının Magdalene yurtlarında kaldığı tahmin ediliyor.
Daha fazla bilgiye nerden ulaşabilirim?
Magdalene kadınları hakkında bilgi edinmek istediğinizde Türkçe kaynak bulamıyorsunuz. Ama konuyu çok net bir şekilde özetleyen ve hatta Katolik Kilisesinin yayınlanır yayınlanmaz kınadığı The Magdalene Sisters filmini izleyebilirsiniz. Yine, zamanında Magdalene yurdunda kalmış ve çocuğu elinden alınmış bir annenin 50 yıl sonra çocuğunu arama hikayesini anlatan Philomena filmi ile de konuyla ilgili bilgi alabilirsiniz. Magdelene kadınları ile ilgili bulabildiğim tek belgesel ise İngilizce olan Magdalene Yurdu Belgeseli idi.
Yahu neler var şu dünyada!
Heryerin karanlık bir tarihi olabiliyor tabiki batının da iyi yönlerini alacaksın 😉
Soluksuz okudum harika bir araştırma. Tarihsel araştırmalarda bilgi bu tür detaylarla anlaşılabiliyor. Olaylar arasında bağ kurma konusunda da etkili bir yazı kaleme almışsın tebrikler Ozzy. Başarılı yazılarının devamını bekliyorum
Teşekkürler Muzaffer! Gerçekten de bir araştırma gerektiren bir yazı. Ayrıca İrlanda’da bu durumdan mağdur olan kişilerle tanışmak da ayrıca bir duygu ve motivasyon kaynağı oldu. Değerleri yorumların için tekrar teşekkürler! Araştırmanın, yazının, emeğinin karşılığını görmek insana ayrı bir motivasyon sağlıyor 🙂
Eline sağlık Ozyy..Güzel bir yazı olmuş..
Teşekkürler Ercan!!